Hava savunmasında önemli sorunlar yaşayan İran yerli üretim sistemlerle hava savunma kapasitesini artırmaya çalışıyor.
Ortadoğu’da artan gerilim ile birlikte ABD ve İsrail’in sahip olduğu modern hava araçları ve füze sistemlerine karşı hava savunma gücü son derece zayıf olan İran, Arman olarak adlandırılan yeni nesil bir anti-balistik füze sistemi geliştirdi.
İran basını tarafından yayınlanan bilgilere göre Arman hava savunma sisteminin modern İsrail ve ABD füze sistemleri ve savaş uçakları da dahil olmak üzere geniş bir yelpazedeki hava tehditlerini tespit edip önleme kapasitesine sahip olduğu iddia ediliyor.
Arman hava savunma füze sistemi ilk kez 17 Şubat 2024 tarihinde İran Savunma Bakanı Tuğgeneral Muhammed Rıza Aştiyani’nin katıldığı bir törenle tanıtıldı.
Arman hava savunma sistemi, kısa menzilli balistik füzeler, anti-radyasyon füzeleri, seyir füzeleri, güdümlü hava bombaları, helikopterler ve insansız hava araçları dahil olmak üzere çeşitli hava tehditlerine karşı hassas bölgeleri korumak için tasarlanmış orta menzilli, yüksek irtifa füze savunma sistemidir.
200 kilometre menzil içinde 24 hedefi tespit edebilen, 120 km önleme menziline ve 27 km önleme irtifasına sahip olan sistem aynı anda altı hedefe angaje olabiliyor. Arman, Sayyad-3 füzesinin dikey olarak fırlatılan bir varyantı olan Sayyad-3F füzelerini kullanıyor. Her bir füze 6.1 metre uzunluğunda, 40 santimetre çapında ve yaklaşık 1000 kilogram ağırlığındadır.
İran için işler kolay değil
İran hava savunma envanteri ABD, İngiliz, Çin ve Sovyet/Rus yapımı olmak üzere çok sayıda ve çeşitli hava savunma sistemlerinden oluşuyor. Ülke hava savunma kabiliyetini artırmak için hazır alımların yanı sıra yoğun bir şekilde tersine mühendislik ile yerli üretim çalışmalarını sürdürüyor. Özellikle yıllardır uygulanan ambargolar sebebiyle (Çin ve Rusya’dan alınan az sayıda sistem dışında) modern hava savunma sistemlerini envanterine katamayan İran, Şah döneminden kalan sistemleri kendi imkanları ile modernize edip hizmette tutmaya çalışıyor.
Öte yandan İran’ın elinde bulundurduğu çok sayıda birbirinden farklı sistemin olması bunların birbiriyle ve diğer sistemlerle harekat sırasında koordinasyonunu, servislerini, bakım ve onarımlarını zorlaştırmaktadır.
Ambargo altındaki İran her ne kadar kendi mühendislik imkanları ile hava savunma sistemleri geliştirmek için çalışmalar yürütse de yüksek teknoloji ürünlerden oluşan radar, komuta kontrol sistemleri ve farklı silah sistemlerinin bir bütünü olan hava savunma şemsiyesi oluşturmada ciddi bir ilerleme gösterememiştir. Bu durum, hali hazırda kamuoyuna tanıtılan yerli sistemlerin etkinliği noktasında da akıllarda bir çok soru işareti barındırmaktadır.